Türkçe Cogent

Okuma ve akademik becerilere dair gelişim için alternatif rotalar oluşturan bir eğitim programıdır.

İletişim Bilgileri

6347 Sk. No:16/A
Özçakmak Apt
Karşıyaka / İzmir
info@turkceprep.com
0232 336 66 62
0507 701 89 51

Bizi Takip Edin

Bilişsel Gelişim Programının (COGENT) Özel Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Okuma ve Yazma Becerilerine Etkisi

Bu araştırmanın amacı, özel öğrenme güçlüğü olan üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerine uygulanan COGENT Bilişsel Gelişim Programı’nın öğrencilerin okuma hızı, okuma hataları, okuduğunu anlama, işittiğini yazma ve gördüğünü yazma becerilerine etkilerini araştırmaktır. Araştırmanın çalışma grubunu özel öğrenme güçlüğü olan 16 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden sekizi deney, sekizi kontrol grubuna rastgele atanmış ve deney grubunda yer alan öğrencilere altı hafta 12 oturum boyunca COGENT uygulanmıştır. Kontrol grubunda yer alan öğrencilere herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Çalışma gurubunda yer alan öğrencilerin ön test ve son test ölçümleri sırasında okuma hızı, okuma hataları, okuduğunu anlama, işittiğini yazma ve gördüğünü yazma becerileri değerlendirilmiştir. Son testlerin tamamlanmasından iki hafta sonra deney grubunda yer alan öğrencilere izleme testi uygulanmıştır. Test bulgularının analizi için Mann Whitney – U testi ve Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, uygulanan müdahalenin deney grubunda yer alan öğrencilerin okuma hızlarını arttırdığı, okuma hatalarını azalttığı, okuduğunu anlama ve işittiğini yazma becerilerini geliştirdiğini göstermiştir. Ayrıca bu gelişmelerin iki hafta sonra da kalıcılık gösterdiği belirlenmiştir. Öğrencilerin gördüğünü yazma becerilerinde ortalama artışı olmasına rağmen anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Araştırmanın sosyal geçerlik verileri için yapılan görüşmelerde öğrencilerin etkinlikleri sevdikleri ve uygulamanın devam etmesini istedikleri belirlenirken öğretmenler de öğrencilerinin okuma-yazma becerilerinde ve bazı sosyal becerilerinde gelişmeler gözlemlediklerini ifade etmişlerdir.

* Furkan Atmaca tarafından, Prof. Dr. Vesile Yıldız danışmanlığında yürütülen “Bilişsel Gelişim Programının (COGENT) Özel Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Okuma ve Yazma Becerilerine Etkisi” isimli yüksek lisans tezi çalışmasından alıntılanmıştır.

Özel Öğrenme Güçlükleri ve Erken Dönemlerde Fark edilmesinin Önemi
Özel Öğrenme Güçlüğü gelişimsel nörolojik bir problemdir. Basitçe anlatmak gerekirse beynin çalışma sisteminde bir farklılığın bulunmasıdır. Öğrenme güçlüğüne sahip kişiler normal veya normalüstü zihinsel kapasiteye sahip oldukları halde bazı öğrenme alanlarında yaşadığı güçlükler nedeniyle bu tanıyı almaktadırlar. 

Dış dünyadan duyu organları yardımıyla bilgilerin algılanması, işlenmesi, anlamlandırılması, sıraya konulması, organize edilmesi, eski ve yeni bilgilerle bağlantı kurulması, depolanması ve gerektiğinde depolandığı yerden çekip alınarak tekrar kullanılması yani “öğrenme” basamaklarının her biri koordine bir şekilde çalışmalı ki öğrenme işlemi gerçekleşebilsin. Bu basamakların bir veya birkaçında problem yaşandığında öğrenme güçlüğü tablosu ortaya çıkmaktadır. 

Öğrenme güçlükleri spesifik olarak şöyle tanımlanabilir: 
Okuma Güçlüğü- Disleksi:  Temelinde dil gelişimi sorunları bulunan ve okul döneminde çocuğun ses-sembol ilişkisini kurup, yazılı sözcükleri okumakla ilgili güçlük yaşaması durumudur. 
Yazma Güçlüğü- Disgrafi: Temelinde görsel algı ve el-göz koordinasyon güçlüklerinin bulunduğu ve kişinin harfleri oluşturup yazmakla ilgili güçlük yaşaması durumudur. 
Matematik Güçlüğü: Kişinin temel veya karmaşık matematik kavramlarını öğrenip önceden öğrendikleriyle bağlantı kurup yeni kavramları eklemede, aritmetik problemlerini çözebilmede yaşadığı güçlüklerdir. 
Görsel-İşitsel Algı Güçlükleri: Normal işitme ve görme fonksiyonlarına sahip olduğu halde kişinin işitsel alanda dinleme, karmaşık dil sistemini anlama, takip ve analiz etmeye yönelik güçlükler; görsel alanda ise görsel bilgiyi yorumlayabilme, detaylara odaklanabilme, yön tayin etme gibi güçlükler yaşaması durumudur. 
Sözel Olmayan Öğrenme Güçlükleri: (Nonverbal Learning Disability-NLD) Beynin sağ hemisfer fonksiyonlarıyla ilgili problemler temeliyle oluşan ve kişinin görsel-mekânsal organizasyonla ilgili, ayrıca sosyal iletişim ve etkileşimin gerektirdikleriyle ilgili güçlükler yaşaması durumudur. 

Görülme Sıklığı: 
Araştırmalara göre toplumumuzda öğrenme güçlüğünün görülme sıklığı yüzde 6 civarındadır. Amerika ve Avrupa ülkelerinde bu sayının yüzde 15 civarında olduğu düşünülürse bizim ülkemizde öğrenme güçlüğünün tam olarak tanınıp değerlendirilemediği anlaşılmaktadır. Eğer yüzde 15 rakamı alınıp ortalama sınıf mevcudunun da 40 civarı olduğu düşünülürse her sınıfta yaklaşık 6 çocuğun bir çeşit öğrenme güçlüğü yaşayabileceği göz önünde bulundurulması gereken bir gerçektir. Bu durumda öğrenme güçlüğü konusunda öğretmenlerimizin bilgi sahibi olmaları çok önemlidir. 

Okul Öncesi Dönemde Öğrenme Güçlükleri Konusunda Uyanık Olmak: 
Öğrenme güçlükleri çok belirgin belirtiler yoksa eğer genelde çocuğun okul hayatı başladığında fark edilmektedir. Fakat öğrenme güçlüğü erken dönemlerde de sinyallerini verebilir. Bu nedenle çocuklar büyürken anne babaların bu konuda bilgi sahibi olmaları çok önemlidir. Çocuğun yetersiz olduğu alanlar ne kadar erken fark edilip müdahaleye başlanırsa çocuğun eğitim hayatı boyunca yaşayacağı güçlükler o derece aza indirgenmiş olur. Aşağıdaki işaretler mutlaka bir öğrenme güçlüğü oluşmasını elbette garanti ETMEZ fakat yine de bu durumlarda anne babaların ve okulöncesi eğitimcilerinin yakın takibi önemlidir. 

Okulöncesi dönemde karşılaşılabilen güçlükler:
*Yürümenin gecikmesi, hiç emeklemeden yürüme, normalden farklı bir emekleme durumu (geri geri emekleme gibi) 
*Kalın ve ince kasları koordine bir şekilde kullanama, eşyalara çarpma, eşyaları düşürme, sakarlık 
*İnce kas ve el-göz koordinasyon becerilerinin gecikmesi (yaş grubuna göre pastel, makas kullanma, düğme ilikleme gibi becerilerin geç öğrenilmesi) 
*El tercihinin gecikmesi (bir sağ, bir sol elini kullanma) 
*Konuşmanın gecikmesi 
*Artikülasyon problemleri 
*Sözcük dağarcığında yaş grubuna göre yetersizlik 
*Renkler, şekiller, sayısal çokluklar, sınıflamalar, benzerlikler, farklılıklar gibi temel kavramların öğrenilmesinde güçlükler 
*Kuralları ve rutinleri takip etmede güçlük 
*Arkadaşlık başlatma ve sürdürme güçlükleri 

*Dikkati sürdürememe ve yerinde duramama 

Okul Döneminde Karşılaşılan Güçlükler: 
* Ses-sembol ilişkisi kurmakta zorluk çekme yani “t” harfini görünce t sesinin akla gelmemesi veya tersi 
*Yavaş okuma, okuduğunu anlamama 
*Tersten okuma “çok” yerine “koç” diye okuma 
*Hece, sözcük, cümle, paragraf kavramlarını ve arasındaki bağlantıları anlayamama 
*Harf ve sayıları ters yazma 
*İmla kurallarını öğrenmede güçlük 
*Yazının okunmaması 
*Sözel ve yazılı anlatımda (paragraf veya kompozisyon yazmada) güçlükler 
*Kısa süreli veya uzun süreli hafızayla ilgili güçlükler 
*Yeni kavramları öğrenmede güçlük 
*Zaman kavramını öğrenmede güçlük ve zamanı ayarlayamama 
*Ödev yapma ve ders çalışma sistemi oluşturamama 
*Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, dalıp gitme 

Sağaltım Süreci: 
Yukarıda belirtildiği gibi durumun erken fark edilmesi sağaltım sürecinde önemli rol oynar. Sonrasında bu konuda çalışan bir uzmanla görüşülüp çocuğun kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmede amaç hangi öğrenme alanlarında sorun yaşandığının belirlenmesidir. Sonrasında bu alanları geliştirmeye yönelik özel eğitim çalışmalarına başlanır. Değerlendirme sonuçları aileyle görüşülürken çocukla da farklı bir öğrenme şekline sahip olduğu açık bir şekilde konuşulmalı ve yapılacak olan çalışma kendisine açıklanmalıdır. Bu aşamada gözden kaçırılmaması gereken nokta şudur ki öğrenme güçlüğüne sahip bir çocuk okul ve çeşitli alanlardaki başarısızlığı nedeniyle önemli ölçüde özgüven eksiklikleri yaşayabilir. Bu nedenle değerlendirme sırasında çocuğun güçlü alanlarının belirlenmesi çok önemlidir. (Örneğin çocuk okuma güçlüğü yaşayabilir fakat çok iyi basketbol oynayabilir...) Bu güçlü alanlar hem aile hem de eğitimciler tarafından çocuğa zaman zaman hatırlatılmalıdır. Hem akademik anlamda hem de sosyal etkinliklerde çocuğun kendisini başarılı hissedebileceği alanlarda performans sergilemesine destek olmak gereklidir. 

Gökhan Karatepe